Suriye Savaşı ve Dayanıklılık
Dayanıklılık hali, ruhidir… İnsanın hayat karşısındaki dayanıklılığı ruhi istikametiyle doğrudan alakalıdır. İnsan, hususiyeti itibariyle nisyan içindedir, yahut insan demek nisyan; yani aldanan demek değil midir?
Dünya kelimesi “deni” kelimesinden türetilmiştir. Deni; alçak manasındadır. Alçak dünyada nisyan halinde olan insanın aldanması bir lahzadan ibarettir.
*
Dayanıklılık halini sarih şekilde ortaya koyan ise savaş zamanlarıdır. Savaş, mahiyeti itibariyle, insanların ve cemiyetlerin dayanıklılık haline projeksiyon tutan, “dayanabilme” yahut “dayanıksızlık” hallerini çıplak şekilde ortaya çıkaran gerçekliğe sahiptir. Bu sebepten savaşın nihai neticelerinden birisi de devletlerin dayanabilirlik testini ölçmek suretiyle bunu ortaya çıkarmasıdır.
Savaş ve İslam Alemi
İslam âleminin metbu milleti Türk, 1000 yıldır fiili ve içtimai manada İslam’ın liderliği gayesiyle meydan yerinde olan ulvi millettir. Kadim İslam tarihine bakıldığı vakit görülecektir ki, Türk demek aynı zamanda Müslüman demektir. Muhterem ecdadımız, ırkını imanı ile nişanlayan, Türklüğün şartını İslamın şartı mesabesine taşıyan hüviyet arz etmektedir. Müslüman Türk, İslam’dan evvel savaş ve aksiyon mefkuresini, İslam’dan sonra ulvi cihat mefkuresiyle buluşturmuş, böylece 1000 yıl süper güç olmak suretiyle, Greko-Latin sürülerini atına yem etmiştir.
*