Higgs bozonu çevresinde oluşan ilmi heyecan çok hoş. Hoş olan tarafı, ilmi gelişmelerin sadece bilim adamları değil, daha geniş bir çevrede heyecan uyandırması… Medyanın bu işteki payını takdir etmek gerek zira doğrudan bu meseleye alaka uyanmasını beklemek zor. Temel bilimlere dönük tecessüs (merak) zafiyeti, Türkiye için çok ciddi bir problem. Umulur ki medya, temel bilimlerdeki gelişmelere karşı daha hassas olur, böylece temel bilimlere yönelik alaka, tecessüs ve heyecan artar.
Higgs bozonu nedir, hangi fonksiyona sahip olduğu düşünülüyor, varlığı neden gerekiyor? Aslında problem higgs bozonundan daha derinde. Fizik biliminin ulaştığı safha, kütlesiz varlıklar noktasıdır. Kütlesiz “madde değil”, “kütlesiz varlık”… Bu iki tabir etrafında devasa farklılıklar taşıyan teoriler geliştirmek mümkün, hafife alınacak gibi değil. Kütlesiz madde olmayacağına göre, kütlesiz varlık tabiri bir mecburiyet.
Fizik biliminin ulaştığı nokta yeni bir alan, bu alan için yeni bir teori gerekiyor. Bu alan, madde fiziği alanı değil, madde altı (yani kütlesiz madde) alanıdır. Kütlesiz varlıklar evreni de diyebileceğimiz bu alan, kütlesiz varlıklardan kütleli varlıkların oluştuğu süreçleri işletiyor. Fizik bilimi, son bir asırdır varoluş sürecini tetkik etmeye başladı. Bu safha, “ontoloji” inşasında yeni imkanlar, malzemeler, metotlar ve hatta teknolojiler üretecektir.