Sezai Karakoç ve Diriliş -1-
Mustarip bir sûkutun boşluğunda asılı kalanların tek dayanağı kitaptır. Kitap, emr-i ilahinin ‘ikra’ sözüne muhatap olan tılsımlar dünyası. Bu dünyaya narin, latif ve zarif olanlar girebilir. Bu hislerin düğümlediği duygularla başlıyorum Sezai Karakoç okumalarına.
*
Varlığının hududundan tüm zaafları tard eden kahraman misali seslenmek istiyorum ve diyorum ki; O dirilişin öncüsüdür. Lakin sadece bir öncü. Önden giden bir süvari atlı. Arkasını kollamaya çalışan, çalıştıkça bu güzergâhın hususi mizacına aykırı olduğunu gören de O. Şimdi de tamamen fildişi kulesine çekilen münzevi bir ehl-i fikir.
*
Deruni hayata plastik hamlelerle yaklaşmaya çalışan müellif… Müşahhasta kaybolan, mücerret fikirden habersiz sıkıcı karakter.
*
Mücadelesinin tüm usûlünü ‘kanuni’ yapan, illegal tüm hareketleri bütün manada reddeden… Aksiyonu ‘vakar’ olarak anlayan, fevri hareketlerden kaçınan… ‘Diriliş nesline’ sadece ufuk tayin edip, bu ufku işaretleyen… Dirilişin müessese fikriyle (tatbik fikir) uğraşmayı göze almayan/alamayan, münzevi bir hayatı benimseyen… Sezai Karakoç’un kısmi şahıs portresi bunlardan ibaret…
*